Beş gün şirket merkezi, hafta sonu ise sergi alanı olarak kullanılan, içinde her daim ismine yakışır ilham perilerinin gezindiği Borusan Contemporary – Perili Köşk’ün, kırmızı tuğlarla yükselen binası, her katında ziyaretçilerin heyecanını artıran sanat koleksiyonu, Müze Café ve Borusan ArtStore alanları ile terasına ulaştığınızda sunduğu muhteşem Boğaz manzarası, örneğine az rastlanan bir deneyim sunuyor.
Borusan Contemporary, sergiler, etkinlikler, eğitim faaliyetleri, koleksiyon ve alana özgü enstalasyonlardan oluşan çok platformlu bir programa ev sahipliği yapıyor. Türkiye’nin ‘Yeni medya sanatı’ üzerinde odaklanan tek kurumsal koleksiyona sahip olan Borusan Contemporary’i, yapılanmasını ve 2023 projelerini Kurum Direktörü Dr. Kumru Eren ile görüştük. Kültür yapıcıları olma sorumluluklarının bilinciyle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Eren; 2023 yılında, yerel ve global ölçekte ölçülebilir etkilerimizi arttırmayı hedeflediklerini belirtti.
Borusan Sanat bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Borusan Contemporary; İstanbul, Rumeli Hisarı / Perili Köşk’te kurulan, Türkiye’nin ilk ofis sanat merkezi konsepti. Bu fikrin oluşumunu ve gelişini sizden dinleyebilir miyiz?
Dünyada büyük kurumların sanat koleksiyonlarını yönetim merkezlerinde sergilemeleri alışılageldik bir durum. Bunlardan bazıları da özel sanat merkezleri aracılığıyla koleksiyonlarını sanatseverlerin beğenisine sunuyorlar. Ancak, yönetim merkezini kalıcı koleksiyon ve geçici sergilerle kamuya açan kurum sayısı çok az. Borusan Contemporary, iş ve kültür yaşamının benzersiz bir şekilde harmanlandığı Perili Köşk’teki işletme modeli vasıtasıyla dünyadaki sıra dışı sanat kurumlarından biri olma özelliğini taşıyor. Elbette, 1990’lı yıllara temellenen Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun, Perili Köşk’te konumlanmasıyla birlikte, mekânın ve koleksiyonun birbirini sürekli beslemesiyle ortaya çıkan paradigma değişikliğinin bu konseptin oluşturulması ve sonrasında dinamik bir model olarak yaşatılmasındaki rolü büyük. Aynı şekilde, 2000’li yıllarla birlikte Donald Judd, Sol LeWitt, Jim Dine gibi sanatçılara ait eserlerin koleksiyona katılımı ve Ziya Paşa Köşkü, Perili Köşk’te faaliyet göstermeye başlayan Borusan Holding’in dinamizm ve enerjisinin de bu benzersiz oluşuma ilham verdiği şüphesiz. Sanat, izleyicisine yalnızca problem çözmek için gerekli yaratıcı ilhamı vermiyor; çözümü olsun veya olmasın, bir problemin tartışılmaya ve bedenlenmeye başlaması için bir formül, tutarlılık, inanç ve ilham sağlıyor. İş yaşamında şirket çalışanlarının yaratıcılıklarını tetiklemek ve ilham vermek üzere düşünülen bu formül sınırlarının ötesine geçip, hafta sonları ilham perilerinin‚ ‘muse’lerin evine dönüşüyor.
Geride bıraktığınız 12 yılda, kapsayıcı ve güçlü bir güncel sanat koleksiyonu oluşturdunuz. Çağdaş sanat, Boğaz’ın güzelliği ve ofis ortamı, orijinal bir harman sunuyor. Çağdaş sanat koleksiyonunuzda hangi sanatçılar ve eserler bulunuyor?
Koleksiyonumuz bugün, Türkiye’nin ‘yeni medya sanatı’ üzerinde odaklanan tek kurumsal koleksiyon olma özelliğini taşıyor. Zaman, ışık, teknoloji, video, yazılım ve ötesiyle çalışan sanatçılar ve yapıtları aracılığıyla, güncel sanatın yeni ifade olanaklarını kullanarak, temsil alanının sınırlarını sorgulayan yapıtları merkezine koyan, inovatif bir karaktere sahip.
James Turrel, Brigitte Kowanz, François Morellet, Axel Hütte, Ivan Novarro, Ola Kolehmainen, Edward Burtynsky, Rafael Lozano-Hemmer, Robert Mapplethorpe, Maurizo Nannucci, Doug Aitken, Peter Zimmermann, Gerwald Rockenschaub, Liam Gillick, U-Ram Choe, Daniel Rozin, Daniel Canogar, Marina Zurkow ve Manfred Mohr gibi sanatçıların önemli sayıdaki eseriyle kapsamlı olarak temsil edildiği koleksiyonumuz ana bileşenlerini ‘deneysellik ve bilişsellik’ oluştururken; ekoloji, yüce estetiği gibi temalar ve monumental fotoğraf gibi alanlar vurgulanıyor.
Ayşe Erkmen, Ali Kazma, Cevdet Erek, Erdal İnci, Gülsün Karamustafa, Ekrem Yalçındağ gibi uluslararası imzaların da Borusan Contemporary çatısı altında yer almasından mutluluk duyuyoruz.
Her yeni nesilde, global ve ulusal olaylarla yoğrulan, algısı gelişen ve kendini ifade şekli değişen nesiller yetişiyor. Yaşadığımız yüzyılda da yeni medya, teknoloji ve dijital alanlarda kültür sanata yön veriyor. Bu çerçevede Borusan Contemporary’i nasıl konumlandırıyorsunuz?
Pandemi süreci ile dijital deneyim yalnızca sanat alanının değil; neredeyse tüm yaşam pratiğinin merkezine yerleşti. Medya teknolojileri, bahsettiğiniz üzere bu süreç öncesinde yaşamlarımıza çoktan girmiş, katma değeri yüksek yeni kültürel platformlar oluşmaya başlamıştı. Ancak geçirdiğimiz küresel salgın süreciyle birlikte, dijitalleşmenin önüne geçmek artık mümkün değil. Dijital deneyim teknolojilerinin yaşama değer katması ve sürdürülebilir olması bekleniyor. Sanat alanına baktığımızda yalnızca deneyimin dijitalleşmesi yeterli gelmiyor; sanat kurumlarının konumlandıkları çevreye olan etkileri, sosyal alana yaptıkları katkı, bölgenin demografik yapısına dokunuşları, kısaca çok katmanlı bir katma değer beklentisi gündeme geliyor. İnsan, kültür, teknoloji formülünde, sanat kurumlarının kültürün sürdürülebilirliğini sağlamaları ve yeni hikâye anlatıcıları olmaları bekleniyor. Bu, günümüz dünyasının beklentilerinden ve ihtiyaçlarından doğan, yazılı olmayan bir kültür politikası. Biz tüm bu resim içerisinde, kültür yapıcıları olduğumuzu biliyor; yerel ve global ölçekte ölçülebilir etkilerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Bunun yöntemi de sürdürülebilir ve tutarlı bir çizgide ilerlerken, ‘zamanın ruhunu’ da yakalayabilmekten geçiyor, diye düşünüyorum.
Son olarak 2023 yılında Borusan Contemporary’da bizleri neler bekliyor?
Borusan Contemporary’de geçtiğimiz kültür sanat sezonuyla birlikte sanatseverlerle buluşan koleksiyon sergimiz Hibrit Mekanlar ve geçici sergi programımız kapsamında izleyicilerimizle buluşturduğumuz İngiliz sanatçı topluluğu UVA’in Kaos’un Eşiği sergileri bir sonraki sezona dek izlenebiliyor olacak. Hibrit Mekanlar sergisi kapsamında, sanat ve mimarlık disiplininin ortak pratiklerinin konuşulduğu ‘Peki Mimarlar Ne Düşünüyor?’ etkinlik serisi, mimarinin perspektifinden güncel sanata bakmaya devam edecek. Bir sonraki sanat sezonunda ise, günümüz sanatının önemli bir ismini izleyicilerimizle buluşturmayı arzuluyoruz.
Sanatın sınırlarını aşan bir vizyon, Boğaz’ın eşsiz güzelliği ve Perili Köşk’ün benzersiz atmosferiyle birleşerek, Borusan Contemporary; geçmişiyle örülü, bugünü kucaklayan ve yarının kapılarını aralayan bir kültür hazinesi olarak yoluna devam ediyor. Dr. Kumru Eren’in liderliğinde, sanatseverlere ilham dolu bir gelecek vadediyor. Borusan Contemporary, sadece sanat değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır; zira burada, her eser bir hikaye anlatır ve her ziyaretçi, bu büyülü dünyanın bir parçası olma şerefine nail olur.