VakıfBank Kültür Yayınları’nın yayımladığı “Şiddet ve Politika: Felsefede Temel Tartışmalar ve Konumlar” insanlığa özgü olan şiddet kavramını politika üzerinden inceliyor. Akademisyen M. Ertan Kardeş tarafından kaleme alınan kitapta, filozofların şiddet kavrayışları ve farklı tezleri bir deneme çerçevesinde ele alınıyor.
VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY) felsefe kitaplığı genişlemeye devam ediyor. Politik felsefe alanındaki çalışmalarıyla tanınan felsefeci M. Ertan Kardeş’in “Şiddet ve Politika: Felsefede Temel Tartışmalar ve Konumlar” isimli kitabı okurla buluştu. Eser, Antik Çağ, Yeni Çağ, 19’uncu ve 20’nci yüzyıldan; Platon, Thomas Hobbes, Friedrich Engels, Georges Eugène Sorel, Carl Schmitt, Jean-Paul Sartre ve Frantz Fanon gibi düşünürlerin aralarındaki tematik ve kavramsal farklılıkları inceliyor.
Düşünürlerin şiddet kavrayışlarını ve farklı tezlerini bir deneme çerçevesinde ele alan kitap, “Saldırma ve Saldırganlık Hâlinden Şiddete”, “Politika ve Şiddet Karşıtlığı”, “Karşı-Şiddet Fikri” ve “Politika ve Şiddetin Biraradalığı Fikri “ başlıkları altında dört bölümden oluşuyor. Yazar M. Ertan Kardeş, günlük yaşamda şiddetin tanımını yaparken seçtiğimiz kelimelerin farklı disiplinlerdeki karşılığının incelenmesi gerektiğinin altını çiziyor.
“Şiddet bahsini ele almak aynı zamanda kelime dağarcığının kullanımına ilişkin bir dikkati de gerektirmektedir. Saldırma (Fr. agression), saldırganlık (Fr. agressivité), kabalık (Fr. brutalité), zulüm (Fr. cruauté), zor (Fr. contrainte), zorlayıcı tedbir (Fr. coercition), güç/kuvvet (Fr. force), kudret (Fr. puissance), iktidar (Fr. pouvoir, İng. power), şiddet/iktidar (Alm. Gewalt), kötülük, tahakküm/hâkimiyet, nefret, başkaldırı ve terör gibi kavramları birbirleriyle ilişki içinde düşünmek gerekmektedir. Psikanalizden hukuka, antropolojiden sosyolojiye farklı disiplinlerin ürettiği bilgiler bu ilişki ağına böylelikle dâhil olmaktadır. Ne saldırma fiillerini betimleyerek ne de bütünüyle ahlaki bir kötülük kavramına başvurarak şiddet tartışmasını çözümleyebiliriz. Farklı kavramların hem birbirleriyle olan ilişkisini hem de özgül, indirgenemez boyutlarını ele almak zorunlu görünmektedir. Tabii aynı şekilde ilişkili kavramları karşıtlarıyla birlikte değerlendirme konusu yapmak da önemli duruyor.”
Okuru, şiddet ve politika ilişkisi üzerinden yeniden düşünmeye iten “Şiddet ve Politika: Felsefede Temel Tartışmalar ve Konumlar”, şiddet kavramının risklerinin neler olabileceğini, paradoksların hangi noktalarda ortaya çıktığını ve çatışmaya yol açıp açmadığı sorusunu soruyor.
Kitaptan,
Şiddet ve Politika
“Mademki şiddetten sadece mağdur olan değil mağdur eden de etkilenmektedir o hâlde iki taraf arasındaki bu ilgi karşılıklı “tanınma” ilişkisini ortadan kaldırmaktadır. Tanınma ilişkisinin olmaması ise iktidarın meşruiyetine gölge düşürür. Tanınma hem bir bireyin hem de iktidar yapılarının var olma amaçlarından bir tanesidir. Şiddet, bir dışsallık olarak, zamanı hızlandırıp çabuk sonuca gitme ve amaca ulaşma konusunda kolaylık yaratıyor gibi görünse de ilişkileri her taraf açısından yabancılaştırmaktadır.”