Paylaş:
Selçuk Baran’ın ölümünün üzerinden geçen 25 yıla rağmen eserleri sıkılmadan okunmaya devam ediyor. Can Yayınları, edebiyatseverleri heyecanlandıracak yepyeni bir eseri okuyucuyla buluşturdu: Selçuk Baran ’ın Günlükleri. 15 yaşından 56 yaşına dek yazılan bu 12 defterlik eser, hem yazarın entelektüel gelişimini hem de Türkiye’nin dönemsel değişimlerini yansıtıyor.
Selçuk Baran ’ın Özel Dünyasına Yolculuk
Baran’ın “Günlükler” adlı bu yeni kitabı, yalnızca bir bireyin ruh halini değil, bir ülkenin tarihiyle kesintisiz bir diyalog kuruyor. Kimi sayfalarda yalnızlığın melankolisi hissedilirken, kimi zaman coşkuyla dolu bir entelektüel arayışın içine çekiliyorsunuz. Baran’ın değerlendirmelerine göre, bu günlükler gelecekteki nesillere hem bir rehber hem de bir hatıra niteliği taşıyor.
“Geçmişe dönmeyi arzuladığım anlarda ya da yaşlanıp heyecanlarımı kaybettiğimde bu günlükler beni avutur diye yazıyorum,” diyor Baran.
Can Yayınları’ndan Bir Başyapıt Daha
Can Yayınları, Selçuk Baran’ın eserlerine özel bir özenle yaklaşıyor. Bu yeni kitap, okuyuculara yazın dünyasında hem bireysel hem toplumsal bir ışık tutuyor. Baran’ın köklü bir edebi düşünceye sahip olduğu bu günlüklerle bir kez daha ortaya çıkıyor.
Bu defterler yalnızca bir yazarın düşüncelerini değil, aynı zamanda onun toplumsal ve kültürel dönüşümlerle olan bağını da gözler önüne seriyor. Baran, kendi hayatına dair şöyle yazıyor: “Artık çocuk sahibi olmak istiyorum; ruhumu, düşüncelerimi bir varlıkla paylaşmak istiyorum.” Bu çarpıcı çıkışlar, Baran’ın eserine duygusal derinlik katıyor.
Selçuk Baran Kimdir?
Ankara’da doğan yazarın asıl adı Selçuk Veziroğlu’dur. Selçuk Baran’ın babası ziraat teknisyeni Talat Veziroğlu, annesi Uşak’ın köklü ailelerinden Banazlıların kızı Halide Hanım’dır (Günçıkan 1995: 72). Çocukluğunu Ankara’da geçiren yazar ilköğrenimine İsmet Paşa İlkokulu’nda başlar. Burada üç sene eğitim gördükten sonra ilkokulun dördüncü ve beşinci sınıfını Atatürk İlkokulu’nda tamamlayıp Ulus’taki Üçüncü Ortaokul’a devam eder. Bundan sonra Ankara Kız Lisesi’ni bitirir. 1950 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1954’te üçüncülük derecesiyle mezun olur. Berlin’de başladığı yüksek lisansı sırasında Almancasını geliştiren Baran aynı zamanda Alman hukuku üzerine çalışmalar yapar (Toker 2012: 8). Almanya’dan memlekete dönerken tanıştığı opera ve şan sanatçısı Ayhan Baran’la 1957 yılında evlenir. Bu evlilikten Ayda ve Işıl adında iki kızı olur. Bir süre Ankara Hukuk Fakültesi’nde ve Banka ve Ticaret Hukuk Araştırma Enstitüsü’nde araştırmacı olarak çalışır. Ara ara iş hayatında kesintiler yaşayan yazar 1995’ten sonra Ankara Hukuk Fakültesi’nin Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü’nde yayın müdürlüğü yapar. Ölene dek bu kurumda çalışmayı sürdürür (Toker 2012: 23).
Yazarın “Çocuğun Biri” adlı ilk öyküsü 1968’de Yeditepe dergisinde yayımlanır. İlk öykü kitabı Haziran (1972) yayımlandıktan hemen sonra 1973’te TDK Öykü ödülüne, ikinci öykü kitabı Anaların Hakkı (1977) ise 1978’de Sait Faik Hikâye Armağanına layık görülür. Baran’ın Bir Solgun Adam (1975) romanı 1974’te, Bozkır Çiçekleri (1987) romanı ise 1979’da düzenlenen Milliyet Roman yarışmasında mansiyon kazanmıştır (Yılmaz 2010: 30-32). Yazar edebi hayatı boyunca Türk Dili, Oluşum, Argos, Papirüs, Hisar, Varlık, Yeni Edebiyat, Yeditepe gibi dergilerde yazı ve öyküler kaleme almıştır. TRT İstanbul Radyosu için radyo oyunları yazdı (1987-1993).
Selçuk Baran, geçirdiği mide kanaması sonucu 4 Kasım 1999’da vefat etti.