Paylaş:
Türkiye’nin zengin biyolojik çeşitliliği, sürdürülebilir bir gelecek için teknoloji ve sanatın kesişiminde yepyeni bir projeyle buluşuyor. Türkiye İş Bankası’nın 100. yılı kapsamında, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nın teknoloji merkezi MEXT iş birliğiyle hayata geçirilen “Büyük Doğa Modeli: Türkiye”, dijital sanatın öncüsü Refik Anadol’un imzasını taşıyor. 33 milli parkta yürütülen saha çalışmalarıyla doğadan toplanan ses ve görüntü verileri, akademik çalışmalarla harmanlanarak geniş bir veri tabanı oluşturdu. Proje, doğaseverler, akademisyenler ve sanatçılar için eşsiz bir bilgi kaynağı niteliğinde.
Büyük Doğa Modeli, Yapay Zeka ile Doğayı Yeniden Kodluyor
İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, projenin tanıtım toplantısında, sanat, yapay zekâ ve doğanın bir araya geldiği ilk büyük ölçekli proje olma özelliğini vurguladı. Aran, bu projeyle birlikte bankanın sürdürülebilir kalkınma, kültür ve sanat alanlarında öncü rol üstlenmeye devam edeceğini belirtti.
MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol da, “MEXT Teknoloji Merkezimizin, projenin teknoloji ve operasyon ortaklığını üstlenmesinden büyük mutluluk duyuyorum. MEXT, ülkemizin ve bölgemizin dijital ve yeşil dönüşüm yolculuğunun lokomotifi. Kurulduğu günden bu yana 700 şirkete danışmanlık hizmeti sunan ve 30 bin kişiye eğitim veren teknoloji merkezimiz, sanayinin dönüşümüne öncülük ediyor. Bunun yanı sıra, MEXT liderliğinde kurulan ‘AI EDIH Türkiye’ konsorsiyumu, Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri Ağı’na katılmaya hak kazandı. Tüm bunları yaparken, yapay zekânın en temel unsuru olan veri konusunda da bu güzide çalışmayı üstlendik. Teknoloji Merkezimiz MEXT’in böylesine vizyoner bir projede yer almasından gurur duyuyoruz” şeklinde konuştu
Refik Anadol ise Büyük Doğa Modeli: Türkiye projesinin, doğanın veriye dayalı sanatsal temsiller aracılığıyla yeniden keşfedilmesini sağlayan bir platform sunduğunu ifade etti. Anadol, doğanın içindeki ritimlerin ve hareketlerin yapay zekâ ile dijital sanat eserlerine dönüştürülmesi sayesinde, doğayla insan arasındaki bağı güçlendirmeyi hedeflediklerini belirtti.
Yaşayan Ansiklopedi: Doğayı Yeniden Keşfetme Aracı
Projeyle birlikte geliştirilen Yaşayan Ansiklopedi, etkileşimli modülleri sayesinde kullanıcıların doğayla iç içe olmasını sağlıyor:
- “Research” (Araştırma) Modülü: Akademik araştırmalarla doğanın derinliklerine inme fırsatı sunuyor.
- “Create” (Yaratıcılık) Modülü: Bitki ve hayvan türleriyle ilgili görsel tasarımlar üretmeye olanak tanıyor.
- “Dream” (Rüya) Modülü: Yapay zekânın işlediği imgelerden doğanın dinamik bir temsilini oluşturuyor.
Anadol’un ifadesi ile etik veri kullanımı ve doğaya zarar vermeyen enerji kullanarak üretilen sistem, popüler dil modellerine benzer bir altyapı ile çalışarak kullanıcılara doğayı farklı perspektiflerden deneyimleme fırsatı sunuyor.
Büyük Veri, Küresel İş Birlikleri ve Açık Kaynak Yaklaşımı
Proje hakkında detaylı bilgi sunan Anadol; 3.956 manzara fotoğrafı,1.199 bitki katalog fotoğrafı, 6.082 dakika karadan video, 1.512 dakika havadan video, 18.238 dakika gerçek çevresel ses, 19.404 dakika stereo ses H19 lidar taraması verisi toplandığını belirtti. Verilerin toplanması için 86 kişilik veri işleme ekibi, 25 kişilik saha ekibi, 5 kişilik yönetim ekibi, 4 akademik danışman ve 3 yapay zeka mühendisi görev yaptı. Proje, yalnızca Türkiye’yi değil, küresel ölçekli bir bilimsel ve sanatsal iş birliğini de kapsıyor. Yarım milyardan fazla veri noktasının işlenmesiyle oluşturulan açık kaynaklı veri tabanı, doğa, teknoloji ve sanatın kesişiminde çalışan araştırmacılar için büyük bir fırsat sunuyor. Google ve Nvidia gibi teknoloji devleri de projenin teknik altyapısına katkı sağladı.
Büyük Doğa Modeli: Türkiye, yapay zekâ destekli veri analiziyle doğanın bilgisini koruma, araştırma ve sanata dönüştürme noktasında bir mihenk taşı olmayı hedefliyor. Proje, sanat, teknoloji ve çevre bilinci arasında kurduğu köprüyle, sürdürülebilirlik odaklı bir sanat ve bilim hareketinin başlangıcı olarak dikkat çekiyor. Dijital çağda doğayı keşfetmenin yeni yollarını sunan bu girişim, doğanın sesini ve görüntüsünü gelecek nesillere aktararak çevresel farkındalığı artırmayı amaçlıyor.