Paylaş:
İstanbul Lale Vakfı, 34 usta sanatçının eserlerini buluşturan “IMOGA ‘nın Ölümsüzleri” sergisiyle sanatseverleri büyüleyici bir yolculuğa davet ediyor. Sergi, adını sanatın efsanevi ustalarından Süleyman Saim Tekcan’dan alıyor. Tekcan, 1970’li yılların heyecan dolu atmosferinde baskı resminin çığır açan yolcularından biri olarak anılıyor. Şimdi, IMOGA‘nın sıcacık kollarında, Tekcan’ın öğrencilik yıllarından bu yana biriktirdiği sanat hazinesiyle tekrar karşımıza çıkıyor.
“IMOGA’nın Ölümsüzleri” Sergisi, ustaların unutulmaz eserlerini bir araya getiriyor. Elif Naci’den Nurullah Berk’e, Zühtü Müridoğlu’ndan Eren Eyüboğlu’na uzanan bir yolculuk sunuyor ziyaretçilere. Bu muhteşem sergide, baskı resminin ve fotoğrafın büyüleyici dünyasıyla buluşacaksınız.
Süleyman Saim Tekcan’ın ifadesiyle, IMOGA bir “imece ruhu”nu yaşatan bir mekân. Burada sanatın izlerini sürerken, ustaların yüreklerinden akan duyguları hissediyorsunuz. IMOGA’nın mayasında insan emeği ve sevgisi var. Tekcan, sadece sanat üretmekle kalmıyor, aynı zamanda bilgiyi paylaşma ve öğretme tutkusunu da hiç kaybetmiyor. Sanat eserlerinin her evde bir yer bulmasını arzuluyor, bu yolda çabalıyor.
Sergi, 16 Nisan – 6 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Lale Vakfı’nda sanatseverleri ağırlayacak. Bu muhteşem etkinliği kaçırmayın ve IMOGA’nın büyülü dünyasına adım atın. IMOGA, sanatı yaşamak ve deneyimlemek için eşsiz bir fırsat sunuyor. Üretim sürecini yakından tanıma, ustalarla buluşma ve sanatın derinliklerine dalma şansını kaçırmayın. İstanbul’un kültür hazinesi, “IMOGA’nın Ölümsüzleri” sergisiyle sizleri bekliyor.
YAŞAYAN MÜZE IMOGA
Süleyman Saim Tekcan’ın yıllar içinde kurduğu özel atölyelerde üretilen eserler zamanla dünyanın çok az sayıda baskı resim müzelerinden biri olan IMOGA’ya hayat verdi. IMOGA’nın yolculuğunu anlatabilmek için Tekcan’ın eğitimci ve sanatçı kimliğiyle ve paylaşımcı ruhuyla ilk önce Kadıköy Aralık Sokak’ta, sonrasında Söğütlüçeşme’deki atölyesine ve son olarak Küçük Çamlıca’da kurduğu Artess Çamlıca Sanat Evi’ne bakmak gerekir.
Türkiye’de pek çok üniversitede baskı resim atölyelerini kuran ve eğitimin başlatılmasını sağlayan Süleyman Saim Tekcan, 1974 yılında ilk özel atölyesini Kadıköy Aralık Sokak’ta kurdu. Bu atölyenin ilk kuruluş amacı Tekcan’ın kendi sanatsal üretimlerini yapabileceği özel bir yerinin olmasıydı. Tekcan sadece kendi gravür ve serigrafi çoğaltmalarını yapmayı amaçlamıştı ve atölyenin gravür presi, serigrafi makinesi ve kurutma rafları gibi tüm makine donanımını, Almanya’dan getirdiği örnek projeleri uygulayarak kendisi yapmıştı. Tekcan’ın kurduğu bu atölye baskı resim alanında teknolojik donanıma sahip Türkiye’deki tek özel atölyeydi. Böylelikle Tekcan’ın kafasında atölyesini diğer sanatçılarla paylaşma fikri doğdu. Atölyenin ilk baskı resim yapan sanatçısı Nurullah Berk oldu. Daha sonra sırasıyla Gündüz Gölönü, Ferruh Başağa, Neşet Günal baskılarını gerçekleştiren sanatçılar oldular.
Zamanla daha geniş mekan ihtiyacı duyuldu ve atölye 1977 Haziran’ında Kadıköy Söğütlüçeşme’deki yerine taşındı ve yeni bir yapılanmaya gitti. Bu atölye, daha geniş fiziki mekanları ile baskı olanaklarını genişlettiği gibi aynı zamanda sanatsal buluşma merkezi oluşturmak düşüncesini de beraberinde getirdi. Tekcan, sanat hakkında konuşulup tartışılan ve aynı zamanda da üretim yapılan bir mekan oluşturmak istiyordu.
70’lerin sonlarına doğru bu atölye kısa zamanda sadece bir atölye olmaktan çıkıp sıcak atmosferiyle sanatçıların uğrak yeri olan, sanat sohbetleriyle dolu ortak bir buluşma noktası haline geldi. Bu tarihten itibaren sırasıyla Cihat Burak, Avni Arbaş, Emin Barın, Nedim Günsür, Elif Naci, Zühtü Müridoğlu, Semih Balcıoğlu, Ali Teoman Germaner, Erol Akyavaş, Ferruh Başağa, Burhan Uygur, Devrim Erbil, Mehmet Güleryüz, Özer Kabaş, Eren Eyüboğlu, Veysel Erüstün gibi Türk sanatının önde gelen sanatçıları bu atölyede iş üretirlerken bir yandan da sanatsal sohbet toplantıları yaparak bu özel mekanın oluşmasında katkıda bulundular.