Halkla ilişkilerin kökenlerine dair benzersiz bir yolculuk, Emine Kazan’ın “Eski Türklerde ve Osmanlı’da Halkla İlişkiler” kitabında arşiv niteliği taşıyor. Kitap, tarihi bir perspektifle halkla ilişkilerin Eski Türkler ve Osmanlı Devleti’ndeki evrimini derinlemesine inceliyor. Emine Kazan’ın ifadesiyle, kitabın amacı, “iletişim tarihinde hak ettiği yeri bulamayan Eski Türkler, Selçuklu ve Osmanlı Devletleri’nde kullanılan halkla iletişim kanallarına dikkat çekmek.”
Kazan’ın ilk kitabı olan “Osmanlı’da Halkla İlişkiler,” Michigan Üniversitesi ve dünyanın seçkin üniversitelerinde kaynak kitap olarak kabul edildi. Bu başarıyı devam ettiren yazarın yeni eseri, tarih boyunca halkla ilişkilerin önemini vurgulayarak, Türklerin göçebelikten yerleşik hayata geçişini ve 600 yıl boyunca devam eden devlet geleneğini inceliyor.
Platon’un zamanından günümüze uzanan bir alıntı, Kazan’ın kitabında öne çıkıyor: “Devlet, Bütünlüğünü kaybetmediği ölçüde genişlesin, kabul; Ama bütünlüğünü, birliğini boğacak kadar da genişlemesini istemiyoruz…” Kitap, bu düşünceyle Eski Türklerin ve Osmanlı’nın devlet geleneğini, halkla ilişkilerin ayrılmaz bir parçası olarak ortaya koyuyor.
Yöneten – Yönetilen İlişkileri
Kazan’ın kitabı, literatürde eşi benzeri bulunmayan bir perspektifle Eski Türklerin Anadolu’ya yerleşimini ve devlet geleneğini irdeleyerek, halkla ilişkilerin evrimini sunuyor. Türklerin farklı bir iletişim kültürüne sahip olduğunu vurgulayan kitap, yöneten-yönetilen ilişkilerini derinlemesine inceliyor.
Yayımlandığı ilk baskısından sonra genişletilen ve okuyuculardan gelen değerli geri bildirimlerle güçlenen “Eski Türklerde ve Osmanlı’da Halkla İlişkiler” kitabı, Yakamoz Yayıncılık tarafından okurlarla buluşturuluyor. Tarihi birikimle öne çıkan eser, TÜHİD kaynak kitaplarında, Halkla İlişkiler sitelerinde ve dünyanın prestijli üniversitelerinin kütüphanelerinde yerini almış durumda.