Paylaş:
Yaratıcı üreticiler, yaratıcılık ve yapay zekâ ilişkisini yeniden tanımlamak için harekete geçti. Avrupa Birliği Eğitim, Gençlik, Kültür ve Spor Konseyi’nin 12-13 Mayıs 2025 tarihli toplantısı öncesinde, İspanya ve Portekiz’in çağrısıyla kültürel ve yaratıcı sektörlerin yapay zekâ gelişimindeki rolünü gündeme taşıyan açık bir mektup yayınlandı. Mektup, aralarında yazar, çevirmen, gazeteci, icracı, besteci ve sanatçıların da bulunduğu yüz binlerce yaratıcı üreticiyi temsil eden 13 Avrupa kuruluşu tarafından imzalandı. Bu girişim, yalnızca telif hakkı veya etik değil, kültürel çeşitliliğin sürdürülebilirliği açısından da tarihi bir uyarı niteliği taşıyor.
Yaratıcılık Yapay Zekâ İçin Bir Yakıt Değildir
Açık mektup, kültürel üretimin sadece veri değil, toplumsal bir değer olduğunun altını çiziyor. “Yaratıcılık bir kaynak değil, canlı bir süreçtir,” ifadesiyle, yaratıcı üreticilerin özgün emeğinin yapay zekâ sistemlerinde izinsiz kullanılmasına karşı çıkılıyor. Mektupta, yapay zekâ sistemlerinin eğitilmesinde kullanılan içeriklerin yaratıcı üreticilere ait olduğu ve bu içeriklerin kullanımı için yasal izin ve adil ödeme mekanizmalarının oluşturulması gerektiği vurgulanıyor. Aksi halde, sanatta yaratıcılık yerine kopyalama egemen olur, deniliyor.
Odak Alt Başlık: Yaratıcı Üreticiler, Yapay Zekâya Karşı Uyarıyor
Avrupa Yazarlar Konseyi (EWC), Avrupa Görsel-İşitsel Yazarlar Konfederasyonu (FSE) ve Avrupa Besteciler ve Söz Yazarları İttifakı (ECSA) gibi kurumların desteğiyle yayımlanan açık mektup, yapay zekâya karşı bir yasak değil, etik ve yasal sınırlar talep ediyor. Özellikle AB Komisyonu’nun gündeminde yer alan Yapay Zekâ Yasası’nın uygulanma sürecinde, yaratıcı üreticilerin korunması gerektiği vurgulanıyor. Bu çerçevede mektup, bakanlara “dikkatli olun” çağrısında bulunuyor. Yaratıcı üreticiler, karar alma süreçlerine aktif olarak dahil edilmek istiyor.
Açık mektubu imzalayan kuruluşlar, yalnızca ulusal değil, Avrupa genelinde kültürel politikaları etkileyebilecek bir etki gücüne sahip. Bu metin, sanatçıların ve yaratıcı üreticilerin yalnız olmadığını, örgütlü bir biçimde seslerini duyurabildiklerini ortaya koyuyor. Metin, yaratıcı sektörlerin ekonomi üzerindeki katkılarına da dikkat çekiyor. Avrupa’da kültürel ve yaratıcı endüstriler, yılda yaklaşık 4,4 milyon istihdam sağlıyor. Ancak bu sektör, yapay zekâ teknolojisinin gölgesinde göz ardı edilme riskiyle karşı karşıya.
Yasal Zemin ve Kültürel Sorumluluk
Açık mektup, AB Kültür Bakanlarına somut çağrılar yöneltiyor:
- Yapay zekâ düzenlemelerinde kültürel üretimin korunması,
- İçerik üreticilerinin haklarının güvence altına alınması,
- Şeffaflık, izin ve telif ilkelerinin uygulanması.
Bu çağrı, Avrupa kültür politikalarının merkezine insan yaratıcılığını koyma mücadelesinin bir parçası. Çünkü yapay zekâ gelişirken, onu besleyen yaratıcı emeğin yok sayılması büyük bir kültürel erozyon anlamına gelebilir. Yaratıcı üreticiler, yaratıcılığın algoritmaların hizmetine sınırsızca sunulmasına karşı duruyor. Yayınlanan açık mektup, yalnızca bir uyarı değil, aynı zamanda bir diyalog daveti. Çünkü geleceğin teknolojisini inşa ederken, kültürü geride bırakmak kabul edilemez.