Paylaş:
Duncan MacMillan’ın ödüllü oyunu “People Places and Things”’ten uyarlanan “İnsanlar Mekanlar Nesneler”, 9 Ocak’ta Zorlu PSM’de perde açıyor. Ünlü oyuncu Merve Dizdar’ın başrolünü üstlendiği bu etkileyici tiyatro eseri, izleyicileri bağımlılıklarından kurtulmaya çalışan Emma’nın hikayesiyle büyülemeye hazırlanıyor.
Etkileyici Performanslarla Dolup Taşan Bir Sahne
Başrolünü Merve Dizdar’ın paylaştığı oyunda, Nihal Koldaş, Selçuk Borak, Kerem Arslanoğlu, Bora Akın ve Ferhat Güneş gibi deneyimli isimler de sahne alıyor. İbrahim Çiçek’in rejisiyle hayata geçirilen yapım, gerek oyunculuk gerekse sahne tasarımlarıyla tiyatroseverlere unutulmaz bir deneyim vaat ediyor.
“İnsanlar Mekanlar Nesneler”, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle çöküş yaşayan Emma’nın rehabilitasyon süreciyle bağlılıklarından kurtulma mücadelesini konu alıyor. Londra’da sahnelendiği dönemde büyük ses getiren orijinal oyun, Denise Gough’a Olivier En İyi Kadın Oyuncu Ödülü dahil olmak üzere çok sayıda prestijli ödül kazandırmıştı.
Başrolde Merve Dizdar
Afife Tiyatro Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü sahibi Merve Dizdar, oyundaki Emma karakterine derinlik katıyor. Cesaret, gerçeklik ve kendini kabullenme gibi evrensel temalara dokunan yapım, dizdarın performansıyla bir başyapıta dönüşüyor.
Emma’nın hikayesi, cesaretin ve gerçeklerle yüzleşmenin önemini vurguluyor. Oyunun sahne tasarımı Ceyda Balaban, ışık tasarımı Yakup Çartık, koreografisi ise Taner Güngör tarafından özenle hazırlanmış. Tiyatroseverler, bu büyüleyici yapımla sahnede duygusal bir yolculuğa çıkacak.
Biletler Tükenmeden Yerinizi Ayırtın!
“İnsanlar Mekanlar Nesneler” etkinliğinin sınırlı sayıdaki biletleri passo.com.tr ve biletinial’da satışta! 9 Ocak’taki prömiyer ile başlayacak oyun, 13, 14, 25 ve 26 Ocak tarihlerinde de Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde tiyatroseverlerle buluşacak.
Oyun Hakkında:
İnsanlar Mekanlar Nesneler cesaret üzerine bir oyun. Biz sınırlara inanmayız. Biz öncülüğe inanırız. Biz vizyona inanırız. Herkese imkansız görünse de biz evet diyoruz.
Yaşamak ne güzel şey.
Denizde yüzmek, gökyüzüne bakmak, güneşi teninde hissetmek…
Bir dağa tırmanmak ya da bir tanecik merdiven çıkmak.
Sevmek ve sevilmek.
Ne güzel şey…
Şimdi benim! Şimdi sensin! Şimdi biziz!
Bu ise sadece bir başlangıç.”
İnsanlar Mekanlar Nesneler geçmişin yüklerinden kurtulmaya çalışan bir insanın hikayesi.
Nina’nın, Emma’nın Sarah’nın veya şimdilik Sarah’nın hikayesi.
Kim bilebilir?
Korkularımızın üstüne gidebildiğimiz, gerçekle yüzleşebildiğimiz ve en önemlisi kendimizi sevebildiğimiz sürece varız.
Eğer bir varoluş savaşıysa hayat, Ve eğer varoluş ailede başlıyorsa, bazen tüm bağımlılıklarından kurtulman gerekir.
Annenden bile.
“Çakal sadece aşağı baktığında düşer. Yani aslında havada koşabiliyor ama ne zamanki aşağı bakıyor ve düşmesi gerektiğini anlıyor işte o zaman yer çekimi devreye giriyor. Benim ruhsal aydınlanmam bu.”
Bu oyun bize özlenen kardeşleri, aileyle yenilmeyen akşam yemeklerini ve aşağı bakmamamız gerektiğini anlatıyor.
Aşağı bakmadan yola devam edebilecek miyiz?
Bilmem.
Belki.