Paylaş:
İstanbul’un kahve tarihinde önemli bir yer tutan Beta Yeni Han, eşsiz bir dönüşümle “Beta Han Kahve Müzesi” olarak kapılarını açtı. Kahve tutkunlarını büyüleyecek bu tarihi mekân, kahvenin kültürel yolculuğunu keşfetmek isteyenlere unutulmaz bir deneyim sunuyor. Eminönü’nde yer alan bu müze, 16. yüzyılda kahvenin ilk kavrulduğu yer olarak biliniyor.
Türk Kahve Kültürü’nün Kalbine Yolculuk
Dünya Türk Kahvesi Günü kapsamında açılan Beta Han Kahve Müzesi, kahvenin zengin tarihini ve üretim süreçlerini tanıtmayı amaçlıyor. Beta Gıda tarafından gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan tarihi kahve fırınları, Osmanlı’nın kahve geleneğine ışık tutuyor. Müze, aynı zamanda kahvenin UNESCO “Somut Olmayan Kültürel Miras” listesine alınan değerini geleceğe taşımayı hedefliyor.
Beta İstanbul Şube Müdürü Hatice Uğur, açılışta yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Beta Han Kahve Müzesi’ni hizmete açmanın gururunu yaşıyoruz. İstanbul’un kahve tarihindeki bu önemli yapıyı koruyarak kültürel mirasımıza değer katmayı hedefledik. Ziyaretçilerimizi, kahvenin hikâyesinin başladığı yerde ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz.”
Osmanlı’dan Günümüze: Beta Han’ın Hikâyesi
Beta Han Kahve Müzesi’nin bulunduğu yapı, tarihçilerin “dünyanın ilk kahvehanesi” olarak tanımladığı yerin tam kalbinde bulunuyor. 1554 yılında Halepli Hakem ve Şamlı Şems tarafından açılan kahvehanenin yer aldığı bu han, Osmanlı döneminde sosyal yaşamın merkeziydi.
“Tahmis Han” adıyla da bilinen bu yapı, adını kahve çekirdeklerinin kavrulduğu “tahmis” kelimesinden alıyor. Restorasyon sırasında gün yüzüne çıkan tarihi fırınlar, kahve üretiminin köklü geçmişini sergiliyor. Osmanlı’nın ticari ve sosyal hayatına ev sahipliği yapan bu han, bugün Beta Han Kahve Müzesi ile kültürel zenginliğini modern dünyaya taşımaya devam ediyor.
Beta Han Kahve Müzesi Sizi Bekliyor
Müze, kahve tarihine dair zengin bir sergi koleksiyonu sunuyor. Ziyaretçiler, kahve üretiminde kullanılan tarihi araçları inceleyebilir ve kahve fırınlarının eşsiz hikâyesini öğrenebilir. Müze, kahvenin kültürel ve ticari önemini detaylı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Hatice Uğur, müzeyle ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Beta Han Kahve Müzesi, kahveye ve tarihe ilgi duyan herkesi geçmişe doğru bir yolculuğa davet ediyor. Burada kahve üretiminin tarihsel süreçlerini ve kahve kültürünün gelişimini yakından görebileceksiniz.” Beta Gıda’nın liderliğinde gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları, hem tarihi yapıların korunmasını hem de kahve kültürünün yaşatılmasını amaçlıyor. Beta Han Kahve Müzesi, yalnızca bir müze değil, aynı zamanda geçmişle günümüz arasında bir köprü niteliğinde.
Ziyaretçilerine kahveyle dolu bir tarih deneyimi sunan Beta Han, İstanbul’un tarihi dokusunu uluslararası boyuta taşırken, kahvenin sıfır noktasında unutulmaz anılar biriktirme fırsatı sunuyor.
Kahveye ve tarihe ilgi duyan herkes için eşsiz bir ziyaret noktası olan Beta Han Kahve Müzesi, İstanbul’un kahve tutkusunu yeniden canlandırıyor. İstanbul’un tarihi atmosferinde kültürel bir yolculuk yapmak isteyenler, bu özel mekânda kahvenin derin köklerini keşfedebilir.