Paylaş:
Hacettepe Üniversitesi, Türk Halk Müziği mirasını geleceğe taşıyan dev bir projeyi tamamladı. Türkiye’nin en büyük türkü derleme arşivi, 6 binden fazla kayıtla dijital ortama aktarıldı. Bu eşsiz koleksiyon, geleneksel kültürün korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı, 1937 yılında Muzaffer Sarısözen öncülüğünde başlatılan türkü derleme çalışmalarını günümüz teknolojisiyle buluşturdu. Prof. Dr. Cenk Güray’ın verdiği bilgilere göre, bu kapsamlı arşivde, Anadolu’nun zengin kültürel çeşitliliği ve müzikal mirası titizlikle kayıt altına alındı.
Türkü Derleme Arşivi: 90 Yıllık Birikim
1937-1952 yılları arasında yürütülen saha çalışmalarıyla oluşturulan bu dev arşiv, Anadolu’nun dört bir yanını kapsıyor. Sarısözen ve ekibi, türküleri kayıt altına alırken bağlamanın perde düzeninden eserlerin söyleniş tarzına kadar tüm detayları titizlikle belgelemiş. Ayrıca arşivde, Türk Halk Müziği dışındaki Kürtçe, Ermenice ve Süryanice gibi dillerde eserler de yer alıyor.
Prof. Dr. Güray, “Bu arşiv, Anadolu’nun müzikal kimliğini koruma ve birleştirme amacı taşıyor. Atatürk’ün kültürel mirası yaşatma vizyonunun bir ürünü olan bu çalışmalar, sadece Türkçe değil, çok dilli bir mozaik sunuyor,” diyor.
Nadide Kayıtlar İlk Kez Gün Yüzüne Çıkıyor
Arşivde, Aşık Veysel’in başka bir yerde bulunmayan 1937 tarihli Şarkışla kayıtları gibi eşsiz eserler yer alıyor. Ayrıca, 16 yaşındaki Çekiç Ali’nin ilk kayıtlarından Yağcıoğlu Fehmi Efe’nin ağıtlarına kadar birçok tarihi eser, bu koleksiyonda korunuyor.
Arşivin oluşturulmasında, Muzaffer Sarısözen’e “Türk Beşleri” olarak bilinen Ahmet Adnan Saygun, Ulvi Cemal Erkin ve Necil Kazım Akses gibi önemli sanatçılar da destek verdi. Prof. Dr. Güray, bu çalışmalarda sadece türkülerin değil, çalgıların ve müzik notalarının da detaylı şekilde kayıt altına alındığını belirtiyor.
Dijitalleşme Çalışmaları ve Gelecek Planları
Arşivin dijital ortama aktarılması için konservatuvar bünyesindeki uzman ekip, 20 yıllık bir hazırlık süreci yürüttü. Mum plaklarda yer alan eserler, dijital ortama taşınarak koruma altına alındı. Güray, “Bu eserler, açık erişim portalı üzerinden paylaşılacak ve araştırmacılara ışık tutacak,” diye belirtiyor.
Dijitalleşme projesi, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran ve Konservatuvar Müdürü Prof. Dr. Metin Munzur’un destekleriyle hız kazandı. 1970’lerde Ankara Radyosu ve Kültür Bakanlığı tarafından kopyalanan kayıtların da arşivle birleştirilmesiyle koleksiyon daha da zenginleşti. Türkü derleme arşivi, sadece müzikologlar için değil, sanatseverler ve araştırmacılar için de büyük bir hazine. Güray, “Anadolu’nun sesi olan bu eserler, geçmişle geleceği birleştirerek kültürel hafızayı diri tutacak,” diyor. Arşivin halka açılmasıyla, Türk Halk Müziği üzerindeki akademik çalışmaların artması bekleniyor.
Hacettepe Üniversitesi’nin öncülük ettiği bu proje, kültürel mirasın korunması ve modern teknolojiyle harmanlanması açısından bir model teşkil ediyor. Türkülerin dijitalleşen yolculuğu, hem geçmişin seslerini koruma hem de geleceğe aktarma misyonuyla tarih yazıyor.