Çin ve Japonya Eğlence Sektörleri Ekonomik Zorlukları Aşıyor

Çin’in uzun vadeli tahvil faizleri, Japonya’yı geçerek tarihi bir ekonomik dönüm noktasına geldi. Bu değişim, Çin’de artan deflasyon baskılarının bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Japonya’nın 1990’lardaki ekonomik duraklama dönemini andıran bu süreç, “Japonlaşma” endişelerine yol açıyor. Ekonomik sıkıntılar, her iki ülkenin eğlence sektörünü de etkiliyor. Çin ve Japonya eğlence sektörleri, ekonomik baskılara nasıl cevap veriyor? Bu sorunun cevabı, iki ülkenin sektörel stratejilerini şekillendiriyor.

Çin Eğlence Sektörü: Dijital Dönüşüm ve Devlet Desteği

Çin’in eğlence sektörü, ekonomik durgunluğa rağmen dijital medya ve reklamlarda sağlam bir büyüme gösteriyor. Özellikle internet reklamcılığı ve oyun sektörü, Çin pazarında önemli bir ivme kazanmış durumda. PwC raporuna göre, Çin medya ve eğlence pazarı 2027’ye kadar yıllık %6,1 büyüme kaydedecek. Bunun başlıca nedenlerinden biri, mobil reklam harcamalarının artması. Çin sineması, 2025 yılına kadar ABD gişe gelirlerini geçmeyi hedefliyor. Ancak, dışa bağımlılık ve yabancı içerik üzerindeki düzenlemeler, sektörü zorluyor.

Çin hükümeti, bu zorlukların üstesinden gelmek için dijital inovasyonu teşvik ediyor. Aynı zamanda, yerli üretimi ve milliyetçi anlatıları ön plana çıkararak sektöre destek sağlıyor. Goldman Sachs analistleri, bu müdahalelerin düşük büyüme ve enflasyon beklentilerine karşı bir önlem olduğunu belirtiyor. Eğlence sektörü, hükümetin ekonomik destek politikalarıyla uyumlu olarak, dijital platformlarda sürdürülebilir büyümeyi hedefliyor.

Japonya Eğlence Kültürü: Yapısal Reformlar ve Küresel Rekabet

Japonya eğlence sektörü, ülkenin uzun yıllar süren deflasyon döneminin ardından ekonomik normalleşme sürecini yansıtıyor. Japonya’nın uzun vadeli tahvil faizlerinde artış, Tokyo’nun deflasyon döneminden çıkmaya başladığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Japon hükümeti, eğlence sektörünü desteklemek için çeşitli stratejiler geliştiriyor. Bu stratejilerden biri, Japonya’daki film yapımcıları için büyük bir teşvik olan yerli prodüksiyon teşvik sistemidir. Bu sistem, Japonya’ya yapılan nitelikli harcamaların %50’sine kadar geri ödeme yapılmasını sağlıyor.

Ayrıca, Japonya-İtalya arasında yapılan yeni prodüksiyon anlaşması, küresel işbirliklerini artırmayı amaçlıyor. Japonya hükümeti, sektörü daha da rekabetçi hale getirmek için “Yeni Kapitalizm Planı” kapsamında çalışma koşullarını iyileştirmeye yönelik yapısal reformlar gerçekleştiriyor. Kore-eda Hirokazu ve “Godzilla Minus One” yönetmeni Yamazaki Takashi’nin de dahil olduğu bu reformlar, Japonya’nın yaratıcı endüstrilerindeki sürdürülebilirliği artırmayı hedefliyor.

Çin ve Japonya Eğlence Sektörleri Ortak Zorlukları ve Fırsatlar

Çin ve Japonya eğlence sektörü, ekonomik dalgalanmalara karşı benzer stratejilerle adapte olmaya çalışıyor. Çin, dijital platformlara dayanırken, Japonya daha temkinli bir şekilde yapısal reformlarla sektörel büyümesini sağlıyor. Her iki ülke de, ekonomik baskılarla başa çıkarken içerik üretiminde farklı yönlere odaklanıyor. Çin, dijital inovasyona ve hükümet desteğine bel bağlarken, Japonya yaratıcı endüstrilerini daha güçlü hale getirmek için küresel yatırımlar ve iç reformlarla büyümeyi hedefliyor.

Japonya’daki anime ve sinema ihracatları, küresel yatırımlarla büyük bir ivme kazanmış durumda. K2P Film Fonu, Japon sinemasına küresel yatırım çekmeyi hedefliyor. Ayrıca, Japon hükümetinin sektöre yaptığı yatırımlar, Japonya eğlence kültürünün küresel çapta daha fazla tanınmasını sağlıyor.

Geleceğe Yönelik Büyüme: Çin ve Japonya Eğlence Sektörleri

Çin sineması, son dönemde toparlanma gösterse de, sektördeki yabancı içerik yasakları gibi engeller büyümeyi zorluyor. Ancak, Çinli filmler, gişe hasılatlarında artış göstererek bir iyileşme sürecine girdi. Örneğin, “Her Story” adlı film, Çin’de 21,7 milyon dolar hasılat elde etti ve bu, sonbahar sezonunda kaydedilen en güçlü açılışlardan biri oldu. Japonya ise, kamu-özel işbirlikleriyle eğlence sektörünü güçlendiriyor. Özellikle, Japon hükümetinin eğlence sektörü için yaptığı desteklemeler ve yapısal reformlar, gelecekte sektörel büyümeyi sürdürülebilir kılmayı hedefliyor.