Paylaş:
Bağımsız müzik yayıncılığı 2024’te gücünü korudu

Bağımsız müzik, küresel kültür endüstrisinin en dirençli ve üretken alanlarından biri olmayı sürdürüyor. Uluslararası Bağımsız Müzik Yayıncıları Forumu’nun (IMPF) yayımladığı Global Market View raporu, 2024 yılında bağımsız müzik yayıncılarının gelirlerini bir önceki yıla göre yüzde 5,1 artırarak 2,7 milyar avroya taşıdığını ortaya koyuyor. Rapora göre sektör, küresel pazarın yüzde 26,3’ünü elinde tutarak bireysel büyük şirketlerin her birinden daha geniş bir etki alanı yaratmayı başardı. IMPF tarafından paylaşılan veriler, müzik yayıncılığı gelirlerinin doğası gereği gecikmeli toplanmasına rağmen bu yıl raporun önceki yıllara kıyasla çok daha erken hazırlandığını gösteriyor. Bu durum, sektörün veri şeffaflığı ve kurumsal kapasitesi açısından önemli bir eşik olarak değerlendiriliyor. Bağımsız yayıncıların istikrarlı büyümesi, kültürel çeşitlilik ve yerel repertuvarın küresel dolaşıma girmesi açısından da dikkat çekici sonuçlar üretiyor.
Bağımsız müzik ve küresel pazar dengesi
Rapor, bağımsız müzik yayıncılığı gelirlerinin 2018’den bu yana kesintisiz biçimde arttığını ortaya koyuyor. Toplam gelir artışı 2018’e göre yüzde 116’ya, pandemi etkisinin yoğun hissedildiği 2020’ye göre ise yüzde 60,7’ye ulaştı. Bu büyümede dijital gelirlerin yüzde 9,2 oranında artması belirleyici rol oynadı. Streaming platformları, sosyal medya kullanımı ve dijital lisanslama modelleri, bağımsız yayıncıların küresel ölçekte daha görünür olmasını sağladı.
Coğrafi dağılıma bakıldığında Avrupa, müzik yayıncılığı gelirlerinde liderliğini sürdürdü. Kıtada toplam tahsilatlar 2024’te 6,44 milyar avroya ulaştı ve yıllık bazda yüzde 7,3 büyüme kaydedildi. Kuzey Amerika ise 3,51 milyar avro ile ikinci sırada yer aldı. Avrupa’nın 2020’den bu yana yüzde 64,8’lik büyüme göstermesi, güçlü telif hakları sistemi ve gelişmiş kolektif hak yönetimi altyapısıyla ilişkilendiriliyor. IMPF, bu başarının arkasında sağlam bir telif hakkı çerçevesi ve etkin lisanslama mekanizmalarının bulunduğunu vurguluyor. Raporda, insan odaklı bir müzik ekosisteminin korunmaması durumunda sektörün hızla aşınabileceği uyarısı yapılıyor. Özellikle şeffaflık ve adil gelir dağılımı, bağımsız yayıncıların sürdürülebilirliği açısından kritik başlıklar arasında yer alıyor.
Telif, tür çeşitliliği ve yapay zekâ baskısı
Raporda öne çıkan konulardan biri, popüler olmayan müzik türlerinin sistematik olarak yeterince gelir elde edememesi. Caz, klasik müzik, yerel ve deneysel türler, kültürel değerlerine rağmen dijital ekonomide hak ettikleri payı almakta zorlanıyor. IMPF, bu dengesizliğin giderilmesi için kolektif hak yönetim kuruluşlarıyla daha yakın ve stratejik iş birlikleri kurulması gerektiğine dikkat çekiyor. Bir diğer önemli başlık ise yapay zekâ. IMPF Başkanı Annette Barrett, üretken yapay zekânın lisanssız kullanımının müzik yayıncılığı için ciddi bir tehdit oluşturduğunu ifade ediyor. Barrett’e göre, gerekli hukuki düzenlemeler yapılmazsa, yaratıcı emeğin ekonomik temeli zayıflayabilir. Bu nedenle hem yapay zekâ eğitimi hem de yapay zekâ üretimi için adil lisans modellerinin gecikmeden hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Yeni bölgeler, yeni fırsatlar
Rapora katkı sunan sektör temsilcileri, Latin Amerika, Asya ve Afrika’da müzik yayıncılığının hızla geliştiğine işaret ediyor. Daha önce yeterince değerlendirilmeyen bu bölgeler, güçlenen altyapı ve artan yatırım ilgisiyle stratejik öneme sahip pazarlar hâline geliyor. Yerel ekosistemlerin desteklenmesi, küresel dolaşıma yeni seslerin katılmasını sağlıyor. IMPF Global Market View, bağımsız müzik yayıncılığının yalnızca ekonomik bir alan olmadığını, aynı zamanda kültürel çeşitliliğin ve yaratıcı özgürlüğün temel taşı olduğunu ortaya koyuyor. Gelir artışı, pazar payı istikrarı ve küresel yayılım, sektörün önümüzdeki yıllarda da etkisini artırarak sürdüreceğine işaret ediyor.








