Paylaş:
Birleşmiş Milletler’in kültür kolu UNESCO, Çalınan Kültürel Objelerin Sanal Müzesi’ni resmen kullanıma sundu. Bu dijital müze, yasa dışı ticarete karşı koordineli bir strateji sunuyor. Binlerce kayıp eseri üç boyutlu (3D) olarak sergiliyor. Proje, UNESCO’nun Barcelona’daki Kültür Politikaları Dünya Konferansı’nda hayata geçirildi. Sanal müze, kültürel varlıkların korunmasına yönelik küresel çağrıya bir cevap niteliğinde.
Kayıplar Küçüldükçe Başarı Büyüyecek
Bu müzenin en dikkat çekici özelliği benzersiz felsefesi. Geleneksel müzelerin aksine, koleksiyonunun büyümesini değil, küçülmesini hedefliyor. UNESCO’nun yaptığı açıklamaya göre, iadesi gerçekleşen eserler dijital koleksiyondan çıkarılacak. Böylece, her iade bir başarı hikayesi olacak ve adalet sembolü haline gelecek. Kuruluş, bu girişim ile organize suç ağlarının hedefindeki bu piyasaya dikkat çekiyor. UNESCO’nun 1970 Konvansiyonu, kültürel mirasın korunması için imzacı devletleri bu ticarete karşı mücadeleye çağırıyor. Müzenin tasarımı ise uluslararası alanda tanınan bir mimar imzasını taşıyor. Mimar Francis Kéré’nin imzasını taşıyan sanal yapı, ziyaretçilere etkileyici bir deneyim sunuyor. Proje, Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı (Interpol) ile işbirliği içinde geliştirildi. Finansman desteği ise Suudi Arabistan Krallığı tarafından sağlandı. Bu çok uluslu işbirliği, kültürel mirasın korunmasının küresel bir sorumluluk olduğunu gösteriyor.
Sanal Sergi Salonlarında Gezinti
Müze coğrafi bölgelere göre düzenlenmiş farklı bölümlerden oluşuyor. Ziyaretçiler, sanal salonlarda kayıp eserlerin hikayelerine tanıklık ediyorlar. “Oditoryum” bölümü, girişimin ana hedefini açıklıyor. Bu hedef, “Dünyanın ortak mirasını korumak ve kültürel varlıkların yasa dışı yağmalanmasıyla mücadele etmektir.” olarak belirlenmiş. “Çalınan Kültürel Objelerin Sanal Müzesi” galerisinde tarihin derinliklerine iniliyor. Kullanıcılar, Çin’in Ming Hanedanlığı’na ait bronz bir Buda heykeli gibi eserleri inceleyebilir. Ayrıca, Palmyra Müzesi’nden çalınan, Milattan Sonra 120 yılına tarihlenen bir Suriye altın kolyesini de görmek mümkün. Her eser, çalındığı yer ve tarihi hakkında detaylı bilgi içeriyor.
“İade ve İadesi Gerçekleştirilenler Odası” umut vadeden bir bölüm. Burada, ait oldukları yerlere geri dönen eserlerin öyküleri anlatılıyor. Örneğin, 2024’te Şili gümrüğü tarafından Fas’a iade edilen bir trilobit fosili bunlardan biri. Bu iade öyküleri, mücadelenin sonuç verdiğinin kanıtıdır.
UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay’ın sözleri, girişimin ruhunu yansıtıyor. “Her çalınan eserin ardında bir tarih parçası gizlidir” diyor Azoulay. “Bu parçalar sahiplerinden koparılıyor ve unutulma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.” Amaçlarının bu eserleri tekrar gündeme getirmek olduğunu belirtiyor. Toplumların kendi miraslarına erişim, deneyimleme ve kendilerini bu miraslarda tanıma hakkını geri kazanmak istiyorlar. UNESCO, Çalınan Kültürel Objelerin Sanal Müzesi ile kültürel adaleti sağlamayı amaçlıyor. Müze, bir eser deposu değil, bir iade çağrısı olarak tasarlandı.