Paylaş:
Ankara’nın kültür sanat adası CSO Ada, 19 Aralık’ta muazzam bir caz projesiyle sanatseverleri ağırlayacak. “Taşra Üçlemesi Caz Projesi”nde, Yürüyen Merdiven grubunun üyesi ve besteci Yiğit Özatalay, saksafon sanatçısı Barış Ertürk ve davul sanatçısı Mustafa Kemal Emirel, Nuri Bilge Ceylan’ın unutulmaz filmlerini caz deneyimi ile buluşturuyor.
Özel Caz Deneyimi
Nuri Bilge Ceylan’ın Taşra Üçlemesi’nden esinlenerek hazırlanan bu özel caz projesinde, Altın Palmiye sahibi yönetmenin “Kasaba”, “Mayıs Sıkıntısı” ve “Uzak” filmlerinden seçilen sahneler, Yürüyen Merdiven’in eşsiz performansıyla hayat buluyor. CSO Ada Ankara Mavi Salon’da gerçekleşecek konserde, sinemanın büyüsü ve cazın ritmi bir araya geliyor.
Caz tutkunlarını bekleyen bu özel etkinliği kaçırmamak için bilet fiyatları şu şekilde:
-
- Kategori: 175 TL
-
- Kategori: 125 TL
19 Aralık’taki bu eşsiz konserle CSO Ada Ankara, müzikseverlere unutulmaz bir caz atmosferi sunmaya hazırlanıyor.
CSO Ada Ankara Hakkında
CSO Ada Ankara; her türde müziğe ve kültür -sanat faaliyetlerine kucak açarak ülkemizin ve dünyanın önde gelen sanatçı, grup ve orkestralarını izleyiciler ile buluşturmayı gaye edinmiştir. Atatürk Bulvarı ile Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedî istirahatgâhı olan Anıtkabir’e perspektif veren tek açıklık alana inşa edilen CSO Ada Ankara toprak, su ve yeşille kaynaşan bir kültür-sanat merkezidir.
CSO Ada Ankara’nın mimarî tasarımını, 1992 yılında yarışma neticesinde birincilik ödülüne layık görülen Uygur Mimarlık üstlendi. Yapı kentsel boyutu ile kültür bölgelerini bütünleştirmeyi amaç edinen bir proje olarak doğdu. Proje, T.C. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın talimatları ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri ERSOY’un özverili çalışmaları neticesinde tamamlandı ve 3 Aralık 2020 tarihinde sanatseverlere kapılarını açtı.
CSO Ada Ankara’nın fuayesi, salonları, sanatçı çalışma odaları ve toplulukları barındıran iki binası yeşil alan ile çevrelendi, adeta yapay bir gölün içinde koruma altına alındı. Salon kütleleri ile fuaye mekânı karşılıklı sıkıştırılarak fuayeyi içeren üstü örtülü bir vadi oluşturuldu. Küre biçiminde tasarlanan salonlar, prizma biçimindeki kuvvetli gövdesi ile adeta gölden yükselir ve başını kaldırır. Bu yükseliş Ankara’nın iki önemli mihenk taşı olan Anıtkabir ve Kale’nin karşılıklı söyleşisine katılarak kentsel mekâna dönüşür. CSO Ada Ankara’nın prizma biçimindeki gövdesinin yükseldiği fuaye zeminine cam bir şerit çekilerek Anıtkabir ile Kale’nin birbirine olan tarihi bağlılıkları sembolik olarak vurgulanır. Kentsel mekânı ve mimarisiyle bina, Türkiye Cumhuriyeti’nin bânîsi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü adeta selamlar.
CSO’nun çeşitli konser ve etkinliklerini kendisine daha uygun mimariye ve teknik özelliklere sahip bir salonda gerçekleştirebilmesi temel gayesiyle inşa edilen yapı, CSO’nun yanında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı koro ve topluluklara da ev sahipliği yapıyor.
CSO Ada Ankara, yerleşik sanat kurumlarının yanı sıra yerli ve yabancı sanatçıların konser ve etkinlik mekânı olarak da öne çıkıyor.